NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
الْحَسَنُ
بْنُ عَمْرٍو
حَدَّثَنَا
جَرِيرٌ عَنْ
مَنْصُورٍ
عَنْ رِبْعِيِّ
بْنِ حِرَاشٍ
قَالَ
اجْتَمَعَ
حُذَيْفَةُ
وَأَبُو
مَسْعُودٍ
فَقَالَ
حُذَيْفَةُ
لَأَنَا
بِمَا مَعَ
الدَّجَّالِ
أَعْلَمُ
مِنْهُ إِنَّ
مَعَهُ بَحْرًا
مِنْ مَاءٍ
وَنَهْرًا
مِنْ نَارٍ
فَالَّذِي
تَرَوْنَ
أَنَّهُ
نَارٌ مَاءٌ
وَالَّذِي
تَرَوْنَ
أَنَّهُ
مَاءٌ نَارٌ
فَمَنْ أَدْرَكَ
ذَلِكَ
مِنْكُمْ
فَأَرَادَ
الْمَاءَ
فَلْيَشْرَبْ
مِنْ الَّذِي
يَرَى أَنَّهُ
نَارٌ فَإِنَّهُ
سَيَجِدُهُ
مَاءً قَالَ
أَبُو
مَسْعُودٍ
الْبَدْرِيُّ
هَكَذَا
سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ
Rabi b. Hıraş şöyle
demiştir: Huzeyfe (b. el-Yeman) ve Ebu Mes'ud (el-Ensarî) bir araya geldiler.
Huzeyfe şöyle dedi:
"Şüphesiz Deccal
ile birlikte olan şeyi ben ondan daha iyi bilirim; şüphesiz Deccal'in yanında
sudan bir deniz ateşten bir nehir olacaktır. Sizin su(dan) zannetiğiniz aslında
ateş, ateş olarak gördüğünüz de sudur. Sizden her kim buna erişir de (su
isterse) ateş olarak gördüğünden içsin. Çünkü o onu su (olarak)
bulacaktır."
Ebu Mes'ud el,Bedri:
"Rasûlullah (s.a.v.)'den aynen böyle derken işittim" dedi.
İzah:
Buhari fiten; Müslim,
fiten
Bu konu kıyametin büyük
alametlerinden birisi olan Deccal ile ilgilidir. Deccal'in şekli, yapacağı
işler gibi izahına gerek duyduğumuz noktalan hadislerin izahı esnasında
açıklamaya çalışacağız.
Deccal sözlükte
gizleyen, örten, yalancı manalarına gelir. Hakkı batılla örteceği için bu isim
verilmiştir. Yeryüzünün çeşitli yönlerini dolaşacağı için Deccal ismini
aldığını söyleyenlerde vardır.
Kurtubî, Tezkire'sinde
bu nesneye Deccal denilmesine sebep olarak on görüş ileri sürüldüğünü söyler.
Deccal bir insandır.
İnsanları Allah'a isyana, kendine kulluğa çağıracaktır. Huzeyfe (r.a) Ebu
Mes'ut la bir araya geldiğinde "Ben Deccal'in yanındakini ondan daha iyi
bilirim" demiştir.
Dipnotta işaret ettiğimiz
gibi Huzeyfe'nin "ondan" sözü ile Deccal'i de Ebu Mes'ud'uda
kasdetmiş olması muhtemeldir. Ebu Mes'ud'u kas-detmiş ise, Ebu Mes'ud'un bunu
Rasûlullah'tan işitmediğini zannediyor olsa gerek. Nitekim Ebu Mes'ud'da
"Ben Rasûlullah'tan aynen böyle duydum" diyerek Huzeyfe'nin zannının
hatalı olduğuna dikkat çekmek istemiştir.
Sahihi Müslim'deki bir
rivayette, burada Huzeyfe'nin sözü olarak geçen bu cümle, Rasûlullah'ın sözü
olarak takdim edilmektedir. O rivayette "ondan" kelimesinden
maksadın Deccal olduğu açıkça bellidir.
Hadisi şerifte,
Deccal'in yanında sudan bir deniz ve ateşten bir nehir bulunacağı, ama aslında
ateş gibi görünen şeyin su, su gibi görünen şeyin de ateş olduğu
bildirilmektedir. Sahih-i Müslim'deki bazı rivayetlerde ve Buhari'nin rivayetinde
deniz ve nehir anılmadan Deccal ile birlikte su ve ateş bulunacağı, bir
rivayette de ateşten bir nehir, sudan bir nehir olacağı ifade edilmektedir.
Ahmed b. Hanbel ve Taberani'nin rivayetlerinde ise onunla birlikte iki vadi
bulunacağı bunlardan birisinin cennet Ötekinin cehennem olarak gösterileceği,
ama aslında cehennemin cennet, cennetin de cehennem olduğu beyan edilmektedir.
Yine Ahmet b. Hanbel'in Ebu Hureyre'den tahric ettiği bir hadiste de cennet ile
birlikte cennet gibi bir-şey olacağı belirtilmektedir.
Askalani Fethu'l -
Bari'de nesneleri aksi olarak görmenin sebebinin görülen şeyin görene göre
farklılık arzedeceğinden kaynaklandığını söyler. Askalani'ye göre burada
sözkonusu edilen farklı görüntülerin sebebi de ya Deccal'in bir sihirbaz olup
bir şeyi olduğunun ters göstermesi ya da Allah (c.c)'ın Deccal'in cennet olarak
gösterdiği şeyin içini cehennem, cehennem olarak gösterdiğinin içini de cennet
kılmasıdır.Üçüncü bir ihtimal de cennetin nimet ve rahmetten, cehennemin de
mihnet ve hikmetten kinaye olmalarıdır. Her kim Deccal'e itaat eder, Deccal de
ona inam ederse onun işi sonuçta cehennemdir. Kim de ona karşı çıkar cezasına
muhatap olursa onun gideceği yer de cennettir.
İbn Hacer bu
ihtimallerden ikincisini tercih etmektedir.
Hz. Nebi (s.a.v.)
Deccal'in yanındaki ateş ve suya erişen mü'min-lerin onun suyunu değil ateşini
tercih etmelerini, çünkü aslında onun suyunun ateş, ateşinin su olduğunu
belirtmiştir. Bu aynı zamanda Deccal'e itaat değil, karşı çıkılması yolunda bir
emirdir.